En Güzel Ayrılık Mesajları, Duygusal Ayrılık Şiirleri

En Güzel Ayrılık Mesajları, Duygusal Ayrılık Şiirleri

Ayrılıklar hayatınızda dönüm noktalarıdır. Bazı ayrılıklar arkasında güzel başlangıçları getirirken kimi ayrılıklar da sizi hiç bilmediğiniz bir kumsala vurur durur. Sevdiğinizden mi ayrıldınızaşk acısı mı çekiyorsunuz, duygusala mı bağladınız, eski defterleri sürekli karıştırıp duruyor musunuz yani ayrılığınız halen hislerinizde taze mi işte sizler için bir araya getirmiş olduğumuz en güzel ayrılık sözlerini, sevgiliye yollayabileceğiniz en güzel mesajları, facebook, twitter gibi ortamlarda sevdiğiniz kişiye gönderme yapabileceğiniz en güzel ayrılık şiirlerini, şarkılarını sizler için derledik. İşte, ayrılığa dair en güzel sözler, mesajlar, şarkılar ve yüreğe dokunan şiirler;

En Güzel Ayrılık Sözleri

Ayrılık acıdır, acıtır. Çoğu söz ayrılığı anlatmakta yarım kalır. Ayrılanların hissettiği duygular bir ateş gibi yüreği yakan cinstendir. Bu kadar ayrılmak istemeyen varken bu ayrılanlar kimler? İnsan neden ayrılır ki? Buna en güzel cevap ya yeteri kadar sevmiyordur ya da gururu çok incinmiştir. İşte,ayrılık sözleri, iç acıtan sözler;

– Aşk insanın içini öyle bir yakar ki ayrıldıktan sonra bile unutamayız. Ama o beni hiç sevmemişti.. Hep yalan hepsi bir anlık hayalmiş.

– Kötü diye bir şey olmasaydı, cehennem boş kalırdı. Sen beni kırmasaydın, bu can uğruna fedaydı…

– Şimdi hoşça kal deme zamanı ama sen hoşça kalmayı hak etmiyorsun be gülüm.

– Çeker gideriz be gülüm kime ne. Gidişinin hüznü gözlerimde, acısı yüreğimde kaldı, gel de dindir bu ıstırabı.

– Ben hayatı rakı niyetine içtim, kafayı meze niyetine yedim, hani sarhoşluk kötüydü, sevdiklerimi hep ayıkken kaybettim.

– İlişkiler başladığı günden itibaren bitmeye doğru yol alırlar. Yani her ilişkinin bir son kullanma tarihi vardır.

– Bir romandın okuyup da bitiremediğim, bir hayaldin yalvarıp da hükmedemediğim, bir sendin merhaba deyip elveda diyemediğim.

– Sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileye alıştım, yalnız senin yokluğuna alışamadım. Artık anlıyorum hasretten, gözyaşından başka bir şey vermemişsin bana.

– Gitmek istersin. Bazen gidemezsin. Her şey yolunda olsa bile. Her şeyin o olsa bile. Olmaz. Gitmen gerekse bile, Gidemezsin. Unutamam ki, beni hiç tanımamışsın, severken unutmak olmaz anlamamışsın, bunca yıl yalanmış aşkı bulamamışsın, yanı başımdaydın oysa çok uzakmışsın.

– Ayrılık vaktiyse duvarda çalan saatte bir klik vururuz yüreğimize. Ölümse soluyan ensemizde derin bir nefes çekeriz içimize.

– Geleceği benimle karanlık görüyorsan, umutların solmuş yüreğinde. Hadi git beni hiç düşünme eğer mutlu olacaksan çeker giderim, sen mutlu olacaksan ben çekerim.

– Anlamaz ki seni anlamış olsaydı şimdi yanında olurdu. Uzaklık insanın içindeki yalnızlık da gizlidir.

– Evet, acı çekiyorum, Evet çok özlüyorum. Evet, ulan evet onu unutamıyorum. Kime ne? Sormayın artık bana nasılsın? Diye. Boş verin, ben iyiyim işte.

– Ayrıldık işte her şey dilediğince olsun pişmanlık gözyaşlarına on numaralık gülüşüm koysun.

– Giderken ardına bakma, yakışır bir veda olsun. Hayatımı mahvettin ama güzel roldü helal olsun.

– En mutlu gününde yanında yoksa onunlayken bile onsuzluğu yaşıyorsan bil ki terk edilmişsindir yalnızlığı yaşıyorsun ama bilmeden.

– Bir plak olsam. Zeki Müren çalsam, bozulsam. Aynı yerde takılsam, hep tekrarlasam. Elbet bir gün buluşacağız.

– Gitmek istiyorsa, bırak gitsin! Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olmuş ne yazar?

– Görmeden varlığına inandığım ve içimde yaşattığım sadece Allah var, gidersen unutulursun o kadar…

– Dün gökyüzüne bir avuç yıldız fırlattım. Karanlığında aydınlığım olsun diye. Şimdi sensizliği kalbime fırlatıyorum, bıraktığım yerden dönesin diye. Vazgeçilmezim sıra sende gururu bir yere fırlat ve pişmanlığımla sızlayan şu kalbimi mükemmelliğinle donat.

– Bir ses beklemek senden. Soluk beklemek. Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım. Hiç bu kadar uzun susmadın sevdiğim. Hiç bu kadar uzun gitmedin bilmediğim yerlere, gözlerimi götürmeden yanında!

– Yağmurlar düşünce tenime her damlayı sen sanıp aşk bildim. Ve biliyor musun gölgeni bile çok özledim.

– Ayrılığın özlemin her şeyin bir hazzı var. Seni anlamak da güzel, seni beklemek kadar. Şimdi bir lades kemiği gibi ortadan ikiye böldük aşkı! Sakın bana dokunma hepsi aklımda!

– Sen gittin artık yoksun ve boşuna yağıyor yağmur. Birlikte ıslanamayacağız ki.

– Neleri alıp götürmedi ki benden ayrılık; kilometrelerce umut, tonlarca sevgi, taradığım saçları, sıktığım elleri…

– Şunu bilmelisin ki ben hava soğuyunca değil, senden soğuyunca üşüdüm. Elveda…

– Bir ses beklemek senden. Soluk beklemek. Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım. Hiç bu kadar uzun susmadın sevdiğim. Hiç bu kadar uzun gitmedin bilmediğim yerlere, gözlerimi götürmeden yanında!

Okumaya devam...  Tek Hece

– Aslında hayat bazılarına kolay, bazılarına zor. Bunun için ayaklarımızın üstünde durmalıyız. Bazen hayaller kurarız ama nafile şimdi hayat bazıları için çok zor. Benim istediğimi ALLAH istemiyorsa sorun bitmiştir.

Sevgiliye Ayrılık Mesajları

Ayrılan sevgilinin ardında söylenen sözler ve mesajlar vardır. İnsan sadece bir kez ayrılmaz, her mesaj attığınız zaman, aldığınız her olumsuz cevapta bir kez daha ayrılmış olacaksınız. Sevgili de bir anda hayatınızda söküp atacağınız bir şey değildir. İlk önce kanar, sonra yara bağlar eğer yarayla uğraşmazsan iyileşir. Ne kadar çok uğraşıp, deşersen o kadar zor iyileşecektir. İşte en etkili ayrılık mesajları, sevgiliye ayrılık mesajları;

– Ben Sensizdim! Akşamın yaklaştığı saatlerde kahrolursun görme ağladığımı. Başlayan düşü şafakla birlikte dağıtır ansızın her gün batımı.

– Bizim isyanımız sokaklara güzelim Kaldırımlarda aç yattığımız zamanlara bizim isyanımız senin gibi kahpelere güzelim sevip de terk edildiğimiz zamanlara senin isyanınsa paranın bittiği zamanlarda!

– Dudakların titriyordu sevgili, hoşça kal deyişinle ilk kez adam öldürür gibi.

– Bak yine soldu güneş yine akşam oluyor ömrümün kadehine sensiz bir gün doluyor sen yoksun diye inan dertliğim kederliğim gelmezsen kahr olurum yıkılırım sevgilim seni çok seviyorum.

– Seni günle paylaşmak istedim bana bile yetmez dedi, geceye sordum olmaz diye fısıldadı, yıllara sordum bekle ama boşuna dedi, boynumu bükünce ecelim tamam dedi.

– Çekip giden sensin, pes edende. Bir an gelir seven sensin, sevmeyen de. Ama aşk işte bu,ne yapacaksın Sayende alışmayı da öğrendim Beni sevsen de, sevmesen de…

– Yalnızca çocuklar ağlar ve yalnızca Allah affeder… Eğer bir gün beni terk edersen; çocuk değilim ağlamam, Allah değilim affetmem.

– Ayrılığın acısını bende öğrendim. Ağlamayın, ben sizden de beterim. Eğer içinizde dertli yoksa ben dertliyim hepinize yeterim.

– Umutsuzluğu ihraç eden bir çok ülkenin herhangi bir şehrinde bıraktım seni,inzivaya çekilmiş bu hikâyenin hüzün dolu tetiğini çoktan çektim,seni öldüreli çok oldu.

– Unutulduğunu sandığın her dakikam seni düşünmekle geçti yokluğunda, ne kadar istesem de arayamadım, istemediğini düşünerek. Sanki anlamsız olan her şey beni buldu sensiz. Benim için mutluluğun anlamı sensin, sensiz mutluluk sensiz huzur olamaz inan. Dön ve bana.

– Bugün küskün bir gün var masamda, bütün ayrılıklardan arta kalmış, ayrılık usulca büyür içimde, sonra usulca uzaklaşır.

– Kötü diye bir şey olmasaydı, cehennem boş kalırdı. Sen beni kırmasaydın, bu can uğruna fedaydı… Seni çok seviyorum. Sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileye alıştım, yalnız senin yokluğuna alışamadım. Artık anlıyorum hasretten, gözyaşından başka bir şey vermemişsin bana.

– Dün gökyüzüne bir avuç yıldız fırlattım. Karanlığında aydınlığım olsun diye. Şimdi sensizliği kalbime fırlatıyorum, bıraktığım yerden dönesin diye. Vazgeçilmezim sıra sende gururu bir yere fırlat ve pişmanlığımla sızlayan şu kalbimi mükemmelliğinle donat.

– Bir ses beklemek senden… Soluk beklemek. Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım. Hiç bu kadar uzun susmadın sevdiğim. Hiç bu kadar uzun gitmedin bilmediğim yerlere, gözlerimi götürmeden yanında!

– Ben Sensizdim..! akşamın yaklaştığı saatlerde. kahrolursun görme ağladığımı. Başlayan düşü şafakla birlikte dağıtır ansızın her gün batımı.

– Bak yine soldu güneş yine akşam oluyor ömrümün kadehine sensiz bir gün doluyor sen yoksun diye inan dertliğim kederliğim gelmezsen kahr olurum yıkılırım sevgilim seni çok seviyorum.

– Sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileye alıştım, yalnız senin yokluğuna alışamadım. Artık anlıyorum hasretten, gözyaşından başka bir şey vermemişsin bana.

– Seni yüreğimin derinlerine attım. Üzerine çelik kapılar kapattım. Beni öyle incittin ki seninle olan iyi hatıraları (istediğim halde) bile hatırlayamıyorum. Sen cezanı kendi kendine verdin.

– Kötü diye bir şey olmasaydı, cehennem boş kalırdı. sen beni kırmasaydın, bu can uğruna fedaydı…seni çok seviyorum.

– Bir ses beklemek senden. Soluk beklemek. Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım. Hiç bu kadar uzun susmadın sevdiğim. Hiç bu kadar uzun gitmedin bilmediğim yerlere, gözlerimi götürmeden yanında!

– Ne olurdu biraz daha kalsan benimle öyle çok mutluyum inan seninle oyuncak misali oyna benimle seni unutmaya hazır değilim.

– Seni sevdim ne yazık ki söyleyemedim. Sen bir umuttun yüreğimde büyüttüğüm. Bazen karanlık gök yüzünde ışıldayan bir yıldız, bazen de göremediğim masum bir melektin. Ben se seni senden habersiz seven biriydim…

– Ayrılığın bedelini binlerce kez çekerek ödedim…bu şehirleri bu sokakları adım adım milim milim boynu bükük gezdim….şu an ne haldeyim ne dertteyim nerden bileceksin be GÜLÜM…onun için en son dileğim seni son kez ölmeden göreyim….

Okumaya devam...  Sen Hiç Eylül de Sevdin mi ?

– Affetmiyorum seni

Her gece yalvarsam da Allaha sen diye

Kan aksa da bu gözlerden yaş yerine

Resimlerinle sabahlasam da körü körüne

Can deyip sevsem de ölürcesine

Affetmiyorum seni

Sen hayallerimizi sattın

Sen temiz dünyamı kararttın

Sen benim gençliğimi harcadın

Yazımı kışa çevirdin hayırsız

Canımı yaktın canın yansın

Affetmiyorum seni ..

En Güzel Ayrılık Şarkıları;

Ayrılık acısı çekenlerin sarıldığı birbirinden güzel ayrılığa dair şarkıları sizler için derledik. Bu şarkıları dinlerken kendinizi kaptırabilirsiniz. Onun için günde iki tanesini dinleseniz yeterli olacaktır:) Fazla kendinizi kaptırmamanızı tavsiye ediyoruz. İşte ayrılığa dair en etkili şarkılar;

– Ayrılığın Hediyesi – Ahmet Kaya

– Ayrılık da Sevdadandır – Seyduna Türküleri

– Ayrılık Vakti –  Nurettin Rençber

– Son Mektup – Zerrin Özer

– İşte Gidiyorum –  Kazım Koyuncu

– Yitirilen  – Umut Altınağaç

– Ah Sensiz –  İlkay Akkaya

– Susarak Özlüyorum – Ahmet Aslan

– Geçer Aylar- Seyfi Yerlikaya

– Ayrılsak Ölürüz Biz – Ferhat Göçer

– Ayrılık –  Leman Sam

Duygusal Ayrılık Şiirleri

Ayrılık insanı yakıp kavurur. Ayrılık zamanları insanların içlerine kapandığı, şarkılara ve şiirlere en çok sarıldığı zamanlardır. Sevdiğinizden ayrıldığınız zaman sizleri anlatan birbirinden duygusal ayrılık şiirlerini sizler için derledik.

 Ayrılık Sevdaya Dahil

Açılmış sarmaşık gülleri

kokularıyla baygın

en görkemli saatinde yıldız alacasının

gizli bir yılan gibi yuvalanmış

içimde keder

uzak bir telefonda ağlayan

yağmurlu genç kadın

rüzgâr

uzak karanlıklara sürmüş yıldızları

mor kıvılcımlar geçiyor

dağınık yalnızlığımdan

onu çok arıyorum onu çok arıyorum

heryerinde vücudumun

ağır yanık sızıları

bir yerlere yıldırım düşüyorum

ayrılığımızı hissettiğim an

demirler eriyor hırsımdan

ay ışığına batmış

karabiber ağaçları

gümüş tozu

gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar

yaseminler unutulmuş

tedirgin gülümser

çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var

çünkü ayrılık da sevdâya dahil

çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

hiç bir anı tek başına yaşayamazlar

her an ötekisiyle birlikte

herşey onunla ilgili

telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar

gittikçe genişleyen

yakılmış ot kokusu

yıldızlar inanılmayacak bir irilikte

yansımalar tutmuş bütün sâhili

çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var

öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil

çünkü ayrılık da sevdâya dahil

çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

yalnızlık

hızla alçalan bulutlar

karanlık bir ağırlık

hava ağır toprak ağır yaprak ağır

su tozları yağıyor üstümüze

özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır

eflatuna çalar puslu lacivert

bir sis kuşattı ormanı

karanlık çöktü denize

yalnızlık

çakmak taşı gibi sert

elmas gibi keskin

ne yanına dönsen bir yerin kesilir

fena kan kaybedersin

kapını bir çalan olmadı mı hele

elini bir tutan

bilekleri bembeyaz kuğu boynu

parmakları uzun ve ince

sımsıcak bakışları suç ortağı

kaçamak gülüşleri gizlice

yalnızların en büyük sorunu

tek başına özgürlük ne işe yarayacak

bir türlü çözemedikleri bu

ölü bir gezegenin

soğuk tenhalığına

benzemesin diye

özgürlük mutlaka paylaşılacak

suç ortağı bir sevgiliyle

sanmıştık ki ikimiz

yeryüzünde ancak

birbirimiz için varız

ikimiz sanmıştık ki

tek kişilik bir yalnızlığa bile

rahatça sığarız

hiç yanılmamışız

her an düşüp düşüp

kristal bir bardak gibi

tuz parça kırılsak da

hâlâ içimizde o yanardağ ağzı

hâlâ kıpkızıl gülümseyen

-sanki ateşten bir tebessüm-

zehir zemberek aşkımız

– Atilla İlhan

***

Ya Canım Ellerini Tutmak İsterse

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,

arkalarında doldurulması

mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,

en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,

yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,

çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,

insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,

hiç bir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,

kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,

öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp,

göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,

son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,

meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,

Okumaya devam...  ENGELLİ MELEK

beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,

tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,

yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,

son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,

her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,

dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,

namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,

dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,

sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,

kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında

bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde

“Onca ayrılığın birinci dereceden failidir.” denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,

ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde

amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.

Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,

ya, canım ellerini tutmak isterse…

– Can Yücel

***

Bir Aşk Yara

Ben şu kısa boylu hayatta

uzun boylu kederlerle acırım.

Yorar beni şu telaş, şu karmaşa.

Bir sığınak aranırken şu uğultuda,

bir aşk gelir, bir yara.

Bir yara…

Bir yara daha!

 

Eski bir aşk,

yeni bir ayrılıktır her zaman.

Bunu kuşlar sorar,  yıldızlar da anlatır.

Kimse bilmez be canım,

bir yara bir ömrü nasıl kanatır…

Ben seni hep ayrılıkla anmışım

Titreyen ellerimle günlerin buğusuna adını…

Hep adını yazmışım.

Bir aşk gelmiş bir yara.

Bir yara…Bir yara daha!

Eski bir aşk,

yeni bir ayrılıktır her zaman.

Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır;

kimse bilmez be canım

bir yara bir ömrü nasıl kanatır…

– Yılmaz Odabaşı

***

Hangi Ayrılık

Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?

Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?

 

Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?

Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?

 

Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?

Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?

Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?

Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.

Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?

Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?

Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?

Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?

Hangi cama kafa atsam?

Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?

Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?

 

Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.

Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.

Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?

Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?

Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?

Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?

Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın?

Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?

Hiç sanmam! …

Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .

Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.

Hangi mübarek dua,

Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?

Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?

Olur mu be! . olur mu?

Bu da benim gibi adama yapılır mı?

Aşk dediğin mendil mi?

Buruşturup bir kenara atılır mı?

VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?

 

Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?

Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?

Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?

Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?

Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?

Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?

Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?

Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?

 

Dağ gibi adamı eze eze! …..

Hangi anası tipli parlak çömeze,

Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?

Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?

Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?

Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?

Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?

Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?

Ve! .. Hangi su bağışlatır?

Hangi musalla temizler seni?

Bu Nasıl Ayrılık? …

– Yusuf Hayaloğlu

 

Kaynak:https://www.neoldu.com/en-guzel-ayrilik-mesajlari-duygusal-ayrilik-siirleri-10030h.htm

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*