Üç Balık

Balıklardan biri akıllı, diğeri daha akıllı, öteki ise acizmiş. O gölet, kimseciklerin erişemeyeceği gayet yüksek bir zirvedeymiş ve yanı başında bir nehir akarmış.

Gün gelmiş nehrin civarından iki avcı geçmiş. Yanlarında ağlarıyla beraber gölete tekrar gelme ve balık avlama konusunda anlaşmışlar. Bizim balıklar da onları işitmişler.
En akıllı olan, bu sözlerden ötürü endişeye düşmüş. Önüne, ardına, sağına, soluna bakmadan nehrin gölete döküldüğü ağza varmış ve çıkmış. Akıllı olan ise avcılar gelinceye kadar kalmış gölette. Nihayet onları görüp ne niyetle geldiklerini anlayınca, yüzüvermiş alelacele nehrin ağzına. Bir de ne görsün! Avcılar elbirliği etmişler, tutmuşlar suyu. Bu durumda şöyle demiş kendi kendine:

“İhmalkar davrandım. İşte sonucu. Şimdi bu dertten kurtulmanın yolu var mı düşünmeli? Aslında aceleyle alınmış tedbirin faydası azdır. Ama akıllı olan, hiç bir zaman ümidini kesmez kafa çalıştırmanın sağladığı faydalardan. Akıllıya ümitsizlik yakışmaz, akıllı gayreti elden bırakmaz…” derken akıllı balık ölü taklidi yaparak suyun üstüne çıkmış. Bazen sırtüstü bazen de yüzüstü çevrilip duruyormuş suda
Avcılar onu tutup nehirle göl arasına koymuşlar. Balık; “fırsat bu fırsat” deyip atlayıvermiş nehre ve kurtulmuş. Aciz balığa gelince; şu köşeye yüzmüş, bu köşeye kaçmış. Ama kurtulamamış ağlardan.
Anonim

Okumaya devam...  Sevginin Gücü

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*