
Vaktin birinde aklıyla övünen görmüş geçirmiş bir adam vardır. Bu adam her zaman çevresindekileri aşağılamakta ve onların kalplerini kırmaktadır fakat kendi de vicdanlı bir adam olduğundan, yaptıkları neticesinde vicdan azabı çekmektedir. Günün birinde dere kenarında balık tutan bir gence rastlar. Gence “Rastgele evlat, var mı bir şeyler?” diye sorar. Genç adam “Kısmetimizde olduğu kadar.” diyerek yanıtlar. Adam önce balık kovasına sonra da gencin üzerindeki kıyafetlere bakar. Pek beğenmez giyimini ve sorar “Evlat burada bir çocuğu doyuracak kadar bile balık yok. Ne kadar zamandır buradasın?” “Yaklaşık sekiz saattir” diyerek yanıtlar gökyüzüne baktıktan sonra. Adam dalga geçercesine sırıtıp, “Akıl işi değil bu evlat. Akıllı bir adam olarak sana tavsiye vereyim. Gidip başka işlerle uğraş. Bu şekilde karnını bile doyuramazsın.” diyerek sözlerini tamamlar. Genç adam oltasını çeker. İki büyük balık takılmıştır oltaya. Adam şaşırır gibi olur ama “Yine de bu kadar emeğe değmez.” diyerek genç adama doğru bakınır.Genc adam sanırım bu kadar yeter deyip balıkları çeker fakat kovaya koymak yerine dereden içinde bir sürü balık olan büyükçe bir kafes çıkarır. Sonra adama dönüp “Size tecrübesi bile olmayan bir genç olarak bir tavsiye vereyim. Yalnızca yem kovasına bakarak karar vermeyin.” diyerek gülümser ve son tuttuğu iki balığı adama uzatıp” Bana kısa sürede çok ders verdiniz.Bu iki balığı size hediye edeyim. Biliyorum bu kadar emeğe değmez ama…” der ve cümlesini bitirmeden, adamı bir tebessümle ardında bırakır.
İlk yorum yapan olun