
Bizim karşılık olarak tek bir kelime bulamadığımız, anlatırken birçok kelimeden yararlandığımız bazı duygu ve durumlar, diğer dillerde tek bir kelimeyle anlatılabilmiş.
(gökotta) : sabahları kuşları dinlemek için erken uyanmak veya doğayı izlemek için erkenden dışarı çıkmak.
(nepenthe) : mutsuzluğunu unutturabilen şey.
(age otori) : beğenmediğin bi saç kesiminden sonra hissedilen kötü his.
(destinesia) : bir yere gidip oraya niye gittiğini unutmak.
(eglaf) : anlamı olmayan ve her sözcük yerine kullanılan kelime.
(komorebi) : ağaçların arasından süzülen güneş ışığı.
(fika) : tatlı bir şey yerken yanında kahve içmek.
(dejabrew) : sarhoşken yaptığın şeyleri yavaş yavaş hatırlama.
(laughback) : eskiden yaşanmış bir şeye yeni olmuş gibi gülmek.
(boregasm) : can sıkıntısının doruk noktasına ulaşması , hunharca sıkılmak.
(youniverse) : dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen sadece kendi ile ilgili şeyleri önemseyen kişiler için kullanılan kelime.
(liberosis) : olayları daha az önemseme isteği.
(ineffable) : kelimelerle anlatılamayacak kadar iyi olanı betimlemek için kullanılan sıfat.
(eloquence) : dili düzgün ve akıcı kullanma.
(aranyhid) : güneşin suya yansıması.
(cafune) : birinin elini başka birinin saçında gezdirmesi.
(ayurnamant) : değiştiremeyeceğin şeyler için üzülüp endişe etmenin mantıksız olduğunu savunan felsefe.
(jayus) : aslında komik olmayan bir şeye anlamsız bir şekilde gülmek.
(saudade) : sevdiğin ve kaybettiğin birine veya bir şeye özlem duyma.
(mokıta) : herkesin bildiği ama kimsenin dillendirmeye cesaret edemediği gerçek
(mellifluous) : tatlı , yumuşak , dinlenmesi zevk veren ses.
(ukiyo) : hayatın zorluklarından bağımsız anı yaşama.
(alexithymia) : duyguları açıklayabilme yeteneksizliği
(maturdating) : sinemaya veya restoranta yalnız başına gitmek.
(nonversation) : amaçsız kısa konuşma.
(redamancy) : seni seven birini sevme.
(hiberdating) : sevgili için arkadaşlarını takmamak.
(ambitchous) : ortalama kötü insanlardan daha kötü olmaya çalışma.
(unkeyboardinated) : klavye ile yazarken sürekli hatalar yapma.
(epiphanot) : çok muhteşem gözüken ama aslında amaçsız , gereksiz olan düşünce.
(metanoia) : birinin düşüncesini , kendini veya yaşam tarzını değiştirmesi.
(chionophile) : soğuk ve karı seven kişi.
(afterclap) : herkes durduktan sonra alkışlayan kişi.
(carcolepsy) : araba çalışır çalışmaz uyuyan yolcu.
(erroris) : sürekli hata yapan kişi.
(textrovert) : yüzyüze konuşmaktansa mesajlaşırken daha rahat hisseden kişi.
(selenophile) : ay’ı seven kişi.
(stigmatophile) : dövme ve piercing seven kişi.
(ceraunophile) : şimşek ve gök gürültüsünü seven kişi.
(pluviophile) : yağmuru seven , yağmurlu günleri daha eğlenceli ve huzurlu bulan kişi.
(askhole) : sürekli salak saçma , amaçsız sorularlar soran insan.
(shlimazl) : sürekli şanssız olan kişi.
pek bilinmeyen türkçe kelime : (gümüşservi) : geceleyin ay’ın suya yansımasıyla oluşan parıltılı görünüm.
Kaynak:Ekşi Sözlük
İlk yorum yapan olun