İzmir Fuarı

Geçen yaz, tatilimizi İzmir ‘ de geçirdik. Tatil süresince teyzemlere konuk olduk. Unutamadığımız güzel anılarla evimize döndük.

Bir gün teyzemin oğlu Tayyar ağabey, bizi İzmir Enternasyonal Fuarı ‘ na götürdü. Hava çok güzeldi. Çarpışan arabalara bindik. Bol bol dondurma yedik. Koştuk, oynadık. Azıcık dinlenmek için havuzun kenarındaki banklara oturduk. Vaktin hayli ilerlemeiş olduğunu o zaman farkettik.

Bir ara kardeşim Gülçin fısıldayarak :

– Ağabey, şu çocuklara bak ! dedi.

Hepimiz o yana baktık. Sarı saçlı iki çocuk ağlıyor, korku ile sağa sola bakınıyorlardı. Hemen yanlarına gittik.

– Ne oldu ? diye sorduk. Yanıt vermediler. Bu sefer ben Almanca sordum. Yüzleri bir anda değişti. Gülümseyerek :

– Anne ve babalarını kaybettiklerini, onları aradıklarını, söylediler.

Bunun üzerine Tayyar ağabey :

– Siz buradan ayrılmayın ! Çocuklarla konuşun, onları teselli edin ! Hiç merak etmesinler, dedi, gitti.

Biraz sonra Tayyar ağabey geldi. Fuarın görevli kişisini bulmuş, anons ettirmiş. Durumu çocuklara anlattım. Beklemeye başladık. Çocuklar ağlamıyorlardı artık. Fakat hala huzursuzdular.

Aradan kısa bir süre geçti. İlerde görevli biriyle iki kişi geliyordu. Çocukların onlara doğru koşmalarından anne ve babaları olduğunu anladık. Sevinçle sarıldılar. Çocukları kucaklarında bizim yanımıza geldiler. Hepimize teşekkür ettiler. Birbirimize adreslerimizi verdik. Meğer Almanya ‘ da aynı şehirde oturuyormuşuz. Almanya ‘ ya dönünce onlar bizi evlerine davet ettiler. Çocuklarla çok iyi arkadaş olduk. Sık sık görüşüp konuşuyoruz. Bu acı anıyı şimdi gülerek başkalarına anlatıyoruz.

Okumaya devam...  Güvercinlerimiz

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*