Bir Cumhuriyet Bayramında

Benim doğum günüm 29 Ekim . Onun için Cumhuriyet bayramları bizim ailede iki kat sevinçle kutlanır.

Böyle bir bayram günü , Anadolu ‘ dan annemin akrabaları geldi. İstanbul ‘ a ilk gelişleri. Ben de o yıl , yedi ya da sekiz yaşındayım. Konuklarımızı bayram gününde eve kapatacak değiliz ya ! Annem , ablam, ben, konukları da alarak, tramvaya bindik. Saraçhanebaşı ‘ na, fener alayını seyretmeye gidiyoruz.

Tramvayda, burnumu pencerenin camına dayadım ; dışardaki ışıkları, donanmaları seyrediyordum. Tramvay Saraçhanebaşı ‘ na gelmiş. Bizimkiler inmişler. Fener alayının düzenlendiği yere gitmişler… Ben hiç farkında değilim, camdan dışarıyı seyredip duruyorum. Birden sağıma soluma baktım : ne annem var, ne ablam, ne de konuklarımız !… Bailadım ağlamaya. Biletçi tramvayı durdurdu. Zaten annemler de, benim tramvayda kaldığımı anlamışlar. Bir taksiye atlayıp, tramvayın arkasına düşmüşler. Ağlaya ağlaya indim aşağı.

Annem, ablama söyleniyor :

– Senin yanında idi. Sen aldın onu, arka kapıdan indiniz sandım.

Ablam kendini savunuyor :

– Ben de seninle , ön kapıdan indi sandım. Ne günahım var benim !

Ben de kendi kendime düşünüyorum :

– ’’ Bak şu dalgınlığıma. Dışarıyı seyredeceğim diye, Cumhuriyet bayramını ve doğum günümü tramvay deposunda geçirecektim . ’’

Okumaya devam...  Filozofların aşk mektuplarından alıntılar: “Aklın boş bir yazı tahtası güzelim”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*