Benim Köyüm

Benim adım Melek, onbir yaşındayım. Köyümüzün adı Ernis köyü. Kasabaya 16 km. Uzaklıkta ama kışın kasabaya gidemeyiz. Buralara çok kar yağar, yollar kapanır. Yazın yollar açılır. Babam, ağam kasabaya giderler.

Geçen yıl ağamın düğünü oldu. Van ‘ a gidip yengeme takılar, fistanlık basma, kadife aldılar. Düğün çok güzel oldu.

Köyümüz 95 hane, hepsi de bizim evin önüne toplandı. Anam bana kofik (püsküllü yazma) leçek (oyalı yazma) ile ağvan (başlık) dikmişti ki her gören beğendi. Davul zurna çalındı. Hoş bilezik oynadı gençler.

Ben okulumu bu yıl bitirdim. Şimdi evde çorap örüyorum. Leçekler oyalamayı da öğretti bana anam, ama yengem kadar güzel yapamıyorum daha. Kışın çok soğuklarda tandırevinde toplanıp çorap örüyoruz, kilim heybe de dokuruz yünümüz yeterse. 10 tane hayvanımız var, onları baharda, köyün öteki kızlarıyla ben çıkarırdım otlatmaya, ama artık izin vermiyorlar kırlara gitmeme. Kırlar baharda güzel olur.

Anamın 8 çocuğu olmuş ama 5 tanesi ölmüş, üç kardeş kalmışız. Yengem de bizim evde oturuyor. Onun bu güz bebeği olacak, inşallah o ölmez.

Ben en çok taptapa (ev ekmeği) ile ayran aşını severim. Bir de ilitmeyi (yağda yumurta) çok severim.

Bizim buralarda turp, lahana, havuç yetişir. Biz onları kışa saklamak için kuyulama yaparız. Anam bahçedeki elmaları samanların içine saklar. Kardeşimle çalıp çalıp yemiştik de, bayramda annem kardeşime cepken almamıştı. Bana da kadife kafes (yelek) dikmemişti. Ben biraz daha büyüyünce kendime bel, büzgülü entari dikeceğim.

Yazın işimiz çok olur. Tarlada, harmanda çalışırız, çok yoruluruz. Toza, pisliğe batarız. Yengemle ben tezek karar, evin damında kuruturuz. Tezek bizim kışlık yakacağımızdır. Hayvan pisliğiyle saman çöplerini karar, ellerimizle yuvarlar evimizin damına vururuz. Burada bütün evler kerpiç ve çamurdan yapılmıştır. Yerin altına kurulmuş evler de var ama bizimki yerin altında değil. Yalnız okulumuz taştan yapılmıştır. Kasabada, Van’ da büyük evler varmış, babam söyledi . Ben kitaplarımda gördüm, öğretmenin kitaplarında da gördüm.

Okumaya devam...  Altın Nine

Biz lamba yakarız. Gece köyümüz karanlık olur. Dışarıya çıkmaya korkarız. Davar sürerken arkadaşlarımla ’’ el sende ’’ falan oynardık, şimdi izin yok. Evde çeyiz yapmalıymışım. Yaşıtlarım da benim gibi.

Geçen yaz köye bir ceep geldi. Köyü tozu dumana batırıp gitti. İçinde hiç bize benzemeyen insanlar vardı. Gezginmişler. Acaba nereden gelmişlerdi ? Öğretmen onların Fransız olduğunu söyledi.

Çeşmeden su taşımak da benim işimdir. Kışın sular donunca, kar eritir, içeriz.

Kışı hiç sevmem. Hastalanırım diye korkarım. Kasabaya yazın öküz arabalarıyla gidilir ama kışın kapanır kalır yollar. Hiç geçit vermez.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*